İbrahim Sırmalı

Tarih: 29.10.2022 10:33

Allah'ın Mü'min Kullarını Dünya da Himaye Etmesi

Facebook Twitter Linked-in


    Hamt âlem­le­rin Rabbi Allah’a ait­tir. Ey Allah’ım! İslam ve iman ni­me­ti ver­di­ğin için hamt sana ait­tir. Bizi üm­me­ti Mu­ham­met’ten (sav) ey­le­di­ğin için hamt sana ait­tir. Al­lah­tan başka ilah ol­ma­dı­ğı­na, tek ol­du­ğu­na ve eşi ol­ma­dı­ğı­na şa­hit­lik ede­rim. Mu­ham­met’in Allah’ın kulu ol­du­ğu­na ve Re­su­lü ol­du­ğu­na şa­hit­lik ede­rim. Ey Allah’ım! Mu­ham­met üze­ri­ne salat ve selam eyle. Onu mü­ba­rek eyle. Hane hal­kı­na ve ar­ka­daş­la­rı­na hep­si­ne salat ve selam eyle.
    Bun­dan sonra. Ey Müs­lü­man­lar!
    İmam Tir­mi­zi sü­ne­nin­de hasen se­net­le İmam El-Ba­nı­nın sahih de­di­ği ha­di­si şe­ri­fi ri­va­yet etti:
(عن قتادة بن النعمان ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال اذا احب الله عبدا حماه الدنيا كما يظل احدكم يحمى سقيمه الماء)
    Ka­ta­de b. En-Nu­man ri­va­yet ede­rek Re­su­lul­lah sav şöyle bu­yur­du: ‘’Allah bir kulu sevdi mi onu dün­ya­dan korur. Tıpkı siz­den bi­ri­nin has­ta­sı­na suyu ya­sak­la­ma­sı gi­bi­dir.’’
    Müs­lü­man kar­deş­le­ri!
    Ger­çek­ten iyi ku­lu­nu bazı eş­ya­la­rı ver­me­me­si ki bu şey­le­ri in­san­lar dün­ya­da ha­yır­lı ve fa­zi­let­li gö­rür­ler Al­la­hu Süb­ha­ne­hu ve Teala Haz­ret­le­ri­nin im­ti­han et­me­si hik­met­le­rin­den­dir. Fakat bu im­ti­han Allah’ın mümin ku­lu­na mutat et­ti­ği ki­şi­yi saf­laş­tır­mak ve hayır için olur. Bazan im­ti­han olu­nan bu ni­met­le­rin ve­ril­me­yi­şi­nin il­le­ti­ni bi­le­mez. Ve de gö­re­mez. Bu im­ti­ha­na sab­ret­me­nin mü­ka­fa­tı­nı da bi­le­mez. Bu geçen ha­di­si şe­rif­te Re­su­lul­lah sav bu­yu­ru­yor.‘’Allah bir kulu sevdi mi onu dün­ya­dan korur.’’ Yanı dün­ya­da di­ni­ne zarar ve­recek her bir şey­den onu korur. ‘’Tıpkı siz­den bi­ri­nin has­ta­sı­na suyu ya­sak­la­ma­sı gi­bi­dir.’’ Bu sizin bazı has­ta­lık­lar­da has­ta­ya su ver­me­yi en­gel­le­me işini yap­tı­ğı­nız gi­bi­dir. Bu Pey­gam­ber­lik ter­bi­ye­si­nin, Müs­lü­man­la­rın öğ­re­til­me­si ve Müs­lü­man­la­rın dünya şid­det­le­ri­ne karşı tes­pit etme mi­sa­li­dir. Bun­lar Allah’ın ka­de­ri ile ce­re­yan eder. Müs­lü­man bun­dan en­di­şe­len­mez. Ancak Allah’ın hik­me­tin­den fikir edi­nir. Allah’ın ka­za­sı üze­ri­ne sab­re­der. Allah ken­di­si­ne ha­yır­lı olanı ih­ti­yar et­ti­ği­ni elde eder. Ha­di­sin şer­hin­de şu var­dır. İmam El-Me­na­vi ‘’Feyz-i el-Ka­dir ki­ta­bın da şöyle der: ’’Allah bir kulu sevdi mi onu dün­ya­dan korur. ’’demek onu dünya me­ta­ın­dan mu­ha­fa­za eder. Kul ile dünya ni­met­le­ri­nin ve şe­he­vi duy­gu­la­rın ara­sı­nı en­gel­ler. Ku­lu­nun dün­ya­nın gös­te­ri­şi­ne bu­la­şıp dünya ile, dün­ya­nın sev­gi­si ile, dün­ya­nın uy­gu­la­ma­la­rı ile, dün­ya­ya alış­ma­sıy­la ve ahi­re­ti çir­kin gör­me­si ile kal­bi­nin has­ta­lan­ma­ma­sı için onu korur. İsmi celil olan Allah cc dün­ya­dan ken­di­si­ni se­ve­ni korur. Ta ki dünya ile dün­ya­nın kiri ile kul kir­len­mez. Dün­ya­nın lok­ma­sı yü­zün­den nefes ala­maz hale gel­mez. Nasıl o dünya büyük yaşta olan­la­ra ezi­yet ede­cek­tir. Arif olan­la­rı meş­gul ede­cek­tir. Mürit olan­la­rı sap­tı­ra­cak­tır. Mü­min­le­rin ge­ne­li­ni hak yol­dan sap­tı­ra­cak­tır. Allah Teâlâ dost­la­rı­na yar­dım edi­ci­dir. Allah on­la­rı dün­ya­yı is­te­se­ler de dün­ya­dan mu­ha­fa­za edi­ci­dir. Eş-Şeyh Ahmet Ha­ti­be ha­di­si şe­ri­fin şer­hin­de der ki: ‘’Bazen mümin insan mal ve dün­ya­yı ister. Çok ça­lı­şır. Zor­la­nır. Rızkı ise azdır. Bazen kendi nef­si­ne göre mah­rum ol­du­ğu­nu zan­ne­der. Oysa Allah bu kul bu mala ka­vuş­say­dı azgın ola­bi­le­ce­ği­ni dün­ya­da ve ahi­ret­te bed­baht ola­ca­ğı­nı bi­li­yor. O mal ile o kişi sa­pı­ta­bi­le­ce­ği umu­lur. Allah o ki­şi­yi sev­di­ğin­den onu bu mal­dan mah­rum eder. O malla ka­vu­şa­maz. Malı kay­bet­ti­ğin­den üzü­le­bi­lir. Üzül­dü­ğün­den do­la­yı Allah ka­tın­da mü­kâ­fat alır. Ke­der­len­di­ğin­den ve üzül­dü­ğün­den mü­kâ­fat alır. Kı­ya­met gü­nün­de cen­ne­te giden yolun ken­di­si­ne açık ol­du­ğu­nu bulur.
    Ey Müs­lü­man­lar!
    Allah Teâla muh­kem aye­tin­de bu­yu­ru­yor:
اِعْلَمُوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزٖينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِى الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰیهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
    Hadit su­re­si 57.20 - Bilin ki, dünya ha­ya­tı ancak bir oyun, bir eğ­len­ce, bir süs, ara­nız­da kar­şı­lık­lı bir övün­me, çok mal ve evlat sa­hi­bi olma ya­rı­şın­dan iba­ret­tir. (Ni­ha­yet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağ­mur ki, bi­tir­di­ği bitki çift­çi­le­rin ho­şu­na gider. Sonra ku­ru­ma­ya yüz tutar da sen onu sa­rar­mış ola­rak gö­rür­sün. Sonra da çer çöp olur. Ahi­ret­te ise (dün­ya­da­ki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağ­fi­ret ve rı­za­sı var­dır. Dünya ha­ya­tı, al­da­nış me­ta­ın­dan başka bir şey de­ğil­dir.
    İmam Ka­ta­de dedi: ‘’Dünya ihmal edi­len mülk­tür. Ne­re­dey­se dünya ehli çü­rü­ye­cek­ti. İnsana bu me­ta­dan Allah Süb­ha­ne­ye itaat ede­rek im­kân­la­rı nis­pe­tin­de al­ma­sı ge­re­kir. Şanı yüce olan Allah cc ası olan­la­ra dünya ve ziy­ne­ti­ni aç­tı­ğı zaman bu ancak is­tid­rac (gaf­let­te olan ki­şi­ler­de gö­rü­len ola­ğa­nüs­tü hal­dır) olur. Allah Teala şöyle bu­yur­du:
فَلَا تُعْجِبْكَ اَمْوَالُهُمْ وَلَا اَوْلَادُهُمْ اِنَّمَا يُرٖيدُ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِى الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ اَنْفُسُهُمْ وَهُمْ كَافِرُونَ
    Tövbe su­re­si 9.55 - On­la­rın mal­la­rı ve ço­cuk­la­rı seni im­ren­dir­me­sin. Allah, bu­nun­la ancak on­la­ra dünya ha­ya­tın­da azap et­me­yi ve can­la­rı­nın kâfir ola­rak çık­ma­sı­nı is­ti­yor.
    İmam İbn-i el-Cev­zi şöyle diyor: Çoban Şey­ba­nın Süf­ya­na olan sö­zü­nü iyice dü­şün­düm. Şöyle dedi: Ey Süf­yan! Yal­nız­ca Allah’ın sana dünya malı ver­me­yi­şi­nin as­lın­da sana ihsan ol­du­ğu­na iyice dik­ka­te al. Sana dünya ma­lı­nın ve­ril­me­yi­şi cim­ri­li­ği­ne engel de­ğil­dir. Bu ancak şef­ka­ti­ne ma­ni­dir. Bunu ha­ki­kat­le­ri bilen bi­ri­nin sözü ola­rak gö­rür­sün. Ger­çek­ten insan yük­sek de­re­ce­de iyi­lik yap­ma­yı ister. Amma ya­pa­maz. İyilik ya­pa­ma­yı­şı­nın aciz­li­ği ken­di­si­ne as­lın­da daha uy­gun­dur. Çünkü bu iyi­li­ği ya­pa­bil­sey­di kalbi başka ta­raf­la­ra gi­der­di. Bun­dan do­la­yı Nebi sav üm­me­ti­ni dünya ni­met­le­ri­ne sal­dır­ma­ma­la­rı­nı uyar­dı. Sa­hi­hay­ni ki­ta­bın­da şu hadis ri­va­yet edil­di:
(ان رسول الله صلى الله عليه وسلم بعث ابا عبيدة بن الجراح الى البحرين يأتى بجزيها وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم هو صالح اهل البحرين وامر عليهم العلا بن الحضرمى فقدم ابو عبيدة بمال من البحرين فسمعت الانصار بقدوم ابى عبيدة فوافوا صلاة الفجر مع رسول الله صلى الله عليه وسلم فلما صلى رسول الله صلى الله عليه وسلم انصرف فتعرضوا له فتبسم رسول الله صلى الله عليه وسلم حين راهم ثم قال اظنكم سمعتم ان ابا عبيدة قدم بشيئ من البحرين فقالوا اجل يا رسول الله قال فأبشروا وأملوا ما يسركم فو الله ما الفقر اخشى عليكم ولكنى اخشى عليكم ان تبسط الدنيا عليكم كما بسطت على من كان قبلكم فتنافسوها وتهلككم كما اهلكتهم)
    Re­su­lul­lah sav Eba Ubey­de b. El-Cer­ra­hı cizye ver­gi­le­ri­ni ge­tir­mek için Bah­rey­ne gön­de­ri. Re­su­lul­lah sav Bah­re­yin halkı ile ant­laş­ma yap­mış­tı. El-Al­la b. El-Had­re­mi­yi on­la­rın üze­ri­ne yö­ne­ti­ci tatin et­miş­ti. Ebu Ubey­de Bah­re­yin­den cizye malı ge­tir­di. Ensar Ebi Ubey­de­nin gel­di­ği­ni işit­ti. Onlar sabah na­ma­zı­nı Re­su­lal­lah sav ile be­ra­ber ifa et­ti­ler. Re­su­lul­lah sav na­ma­zı kı­lın­ca ce­ma­ate döndü. Ko­nu­yu Re­su­lul­lah sav an­lat­tı­lar. Re­sul­lah sav on­la­rı gö­rün­ce gü­lüm­se­di. Sonra on­la­ra şöyle bu­yur­du: ‘’Zan­ne­der­sem Eba Ubey­de­nın Bah­re­yin­den bir mik­tar mal ile gel­di­ği­ni işit­ti­niz.’’ Sa­ha­be evet ya Re­sü­lal­lah işit­tik de­di­ler. Bunun üze­ri­ne Allah cc Re­su­lü sav: O halde se­vi­nin ve sizi se­vin­di­recek şeyi umu­nuz! Allah’a yemin edi­yo­rum ki, bun­dan sonra sizin adı­nı­za fa­kir­lik­ten kork­mu­yo­rum. Fakat sizin için dün­ya­nın siz­den ön­ce­ki­le­re se­ril­di­ği gibi size de se­ril­me­sin­den ve on­la­rın dünya için ya­rış­tık­la­rı gibi sizin de ya­rış­ma­nız­dan, dün­ya­nın on­la­rı helak et­ti­ği gibi sizi de helak et­me­sin­den kor­ku­yo­rum.’’ Bu­yur­du.
    Dün­ya­nın tat­lı­sı ahi­re­tin acı­sı­dır. Dün­ya­nın acısı ahi­re­tin tat­lı­sı­dır. Dün­ya­yı is­te­mek ile Al­la­hu Teâlâ’yı ahi­re­ti is­te­mek ikisi bir arada bir­le­şe­mez­ler. Bu iki istek ikisi bir ma­hal­de otu­ra­maz­lar. Bun­lar­da biri di­ğe­ri­ni o ma­hal­den kovar. O ma­hal­de zor­ba­lık yapar. Nefis bir­dir. Kalp­te bir­dir. Kişi kalbi ile meş­gul olur­sa nefsi ile olan iliş­ki­si­ni keser, nefsi ile meş­gul olur­sa kalbi ile olan iliş­ki­si­ni keser. Bun­dan do­la­yı Ru­hul­lah İsa a.s. şöyle bu­yur­du: ‘’Dünya sev­gi­si ile Ahi­ret sev­gi­si mü­mi­nin kal­bin­de su ile ate­şin bir kapta bu­lu­na­ma­dık­la­rı gibi be­ra­ber bu­lu­na­maz.
    Ey Müs­lü­man­lar!
    Bu şe­kil­de Allah cc dost­la­rı­na dün­ya­nın kö­tü­lük­le­ri­ni ve afat­la­rı­nı ta­nıt­tı. Dost­la­rı­na dün­ya­nın ayıp­la­rı­nı av­ret­le­rin ifşa etti. Ta ki onlar şa­hit­le­ri­ni ve ayet­le­ri­ni in­ce­le­di­ler. İyi­lik­le­ri ile kö­tü­lük­le­ri­ni tart­tı­lar. Şunu bil­di­ler ki dün­ya­nın kötü olanı iyi ola­nın üze­ri­ne artar. İste­ni­le­ni teh­li­ke­li olan ile ye­ri­ne ge­ti­ril­mez. Gö­rün­me­si yok ol­ma­sın­dan gü­ven­de ola­maz. Ancak o gö­rü­nen kadın şek­lin­de­dir. Gü­zel­li­ği ile in­sa­na doğru sal­la­ır. O ka­dı­nın kötü sır­la­rı var­dır. O çir­kin­lik­ler o ka­dı­na ka­vuş­ma­ya rağ­bet eden­le­ri helak eder. Sonra o kadın ken­di­ne talip olan­la­ra per­va­ne olur. Ge­le­ce­ği için cimri olur. O kadın ken­di­si­ne rağ­bet eden­le­re va­rır­sa kö­tü­lü­ğün­den ve ve­ba­lin­den emin olun­maz. Bir saat iyi­lik eder­se bir sene kö­tü­lük eder. Bir defa kö­tü­lük eder­se onu alış­kan­lık ha­li­ne ge­ti­rir. Ge­le­ce­ği­nin da­ire­le­ri da­ire­nin yak­laş­ma­sı üze­ri­ne­dir. Ara­sın­da ya­pı­lan ti­ca­ret za­rar­dır. Ve­rim­siz­dir. Mu­si­bet­le­ri ta­lip­le­ri­nin gön­lün­de peş peşe darbe in­dir­mek­te­dir. Hal ve ha­re­ke­ti­nin akışı bolca har­ca­na­rak ko­nu­şul­muş­tur. Her biri onun gi­di­şi­nin re­za­le­ti­ne gu­rur­lu­dur. Her biri onun özlem çekip yü­rü­me­sin­den do­la­yı ki­bir­li­dir. Ken­di­sin­den ka­çan­dan is­tek­te bu­lun­mak ve ona hiz­met etmek is­te­di­ği­ni kay­be­der. Kim bun­dan vaz ge­çer­se onu kay­be­der. Saf­lı­ğı keder ku­su­run­dan boş de­ğil­dir. Se­vin­ci­ni üzün­tü­süz sür­dü­re­mez. Onun sıh­ha­ti­ni has­ta­lık takip eder. Genç­li­ğin ih­ti­yar­lı­ğa doğru gider. Elin­de­ki im­kân­lar mey­ve­siz­dir. O im­kân­lar ancak üzün­tü ve piş­man­lık verir. O kan­dır­mak­tır. Hi­le­kâr­lık­tır. Akıl­da kal­ma­yan­dır. Firar et­mek­tir. Onu is­te­ye­nin gü­zel­li­ği ken­di­si­ni se­ven­ler olsa bile devam etmez. On­la­ra mem­nu­ni­yet­siz­li­ği­ni gös­te­rir. İşle­ri­nin dü­zen­li se­bep­le­ri­ni aleyh­le­ri­ne kar­ma­şık hale ge­ti­rir­ler. On­la­ra giz­le­nen şey­le­rin şaş­kın­lık­la­rın­dan ke­şif­ler olur. Yi­ye­cek­le­rin zehri on­la­ra tat­tı­rı­lır. Oku­nun is­ti­ka­me­tin­den on­la­ra vurur. On­la­rın ar­ka­daş­la­rı orada se­vinç için­de ve ni­met­ler için­de iken bu ya­pı­lır. On­lar­dan yü­zü­nü çe­vir­miş iken sanki kar­ma­ka­rı­şık rü­ya­lar­dır. Sonra kur­naz­la aleyh­le­ri­ne bu­lan­dı­rı­lır. Hasat öğü­tü­cü­sü on­la­rı öğü­tür. On­la­rı ke­fen­le­ri­nin için­de yük­sek yerin al­tın­da mu­si­be­te uğ­ra­tır. On­lar­dan bi­ri­si gü­ne­şin üze­ri­ne doğ­du­ğu şeyin ta­ma­mı­na malik olur­sa onu bi­çi­len ürün yapar. Sanki o ürü­nün dün hiç­bir fay­da­sı yoktu. Onun ar­ka­daş­la­rı se­vinç te­men­ni eder­ler. On­la­rı ken­di­ni be­ğen­miş kabul eder. Hatta onlar çok şeyi umar­lar. Köşk­ler ya­par­lar. Yap­tık­la­rı köşk­ler kabre dö­nü­şür. Bi­rik­tir­dik­le­ri yok olur. Ça­lış­ma­la­rı da­ğıl­mış toz olur. Du­ala­rı yok olur. Ahi­ret ise onun bu du­rum­dan başka bir du­ru­mu var­dır. Bu durum he­sa­ba çe­kil­me­yi hak eder. Ona ba­kı­lır. Ona şu ha­zır­lan­mış­tır. Allah Teala bu­yur­du:
وَفِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌ
    Hadit su­re­si 57.20 - Ahi­ret­te ise (dün­ya­da­ki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağ­fi­ret ve rı­za­sı var­dır.
    Ahi­ret ha­ya­tı dünya ha­ya­tı­nın sona er­di­ği göz kırp­ma gibi bir anda ni­ha­ye­te ermez. Ahi­ret ha­ya­tı kuru bitki kı­rın­tı­sı gibi ni­ha­ye­te ermez. Ancak ece­li­ne ula­şan bit­ki­ler kuru bitki kı­rın­tı­sı gibi ha­yat­la­rı ni­ha­ye­te erer. İnsa­nın ise he­sa­bı var­dır. Yap­tık­la­rı­nın kar­şı­lı­ğı var­dır. Ahi­ret ya­şan­tı­sı­nın de­va­mı var­dır. Özen gös­te­ril­me­ye müs­ta­hak­tır.
    Ey Müs­lü­man­lar!
    Dünya ha­ya­tı lez­zet­le­rin ve şeh­vet­le­rin çe­şit­le­ri ile dolu olun­ca ki bun­lar ka­dın­lar­dan, mal­lar­dan, ev­lat­lar­dan, hay­van­lar­dan ve zi­ra­at­tan­dır. Bu ko­nu­da Allah cc şöyle bu­yur­du:
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاءِ وَالْبَنٖينَ وَالْقَنَاطٖيرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ
    Al-i İmran su­re­si 3.14 - Ka­dın­lar, oğul­lar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, da­var­lar ve ekin­ler gibi nef­sin şid­det­le ar­zu­la­dı­ğı şey­ler in­sa­na süslü gös­te­ril­di. Bun­lar dünya ha­ya­tı­nın ge­çim­li­ği­dir. Oysa asıl va­rı­la­cak güzel yer ancak Allah'ın ka­tın­da­dır.
    Allah cc dün­ya­yı in­san­la­rı de­ne­mek ve im­ti­han etmek için süslü gös­ter­di. Dünya sev­gi­si­ni Allah cc ve Re­su­lul­lah sav sev­gi­sin­den öne ge­çi­ri­yor­lar mı? Sağ­lam imanı olan kimse hiç­bir şeyi Allah cc ve Re­su­lul­lah sav sev­gi­si­nin önüne ge­çir­mez. Ancak zayıf iman­lı kimse dünya sev­gi­si­ni en büyük önem­li şeyi ve dav­ra­nı­şı­nın en sı­nı­rı yapar. Şu­ur­suz ol­du­ğu halde bo­ğu­lur. Dünya ziy­ne­ti ile al­da­tı­lır. Ki dünya ziy­ne­ti­nin ha­ki­ka­ti tam an­la­şıl­ma­dan al­da­tı­lır. Dünya ziy­ne­ti­ni kalbi ile şa­ka­laş­tı­ğı­nı ve be­de­ni ile oy­na­dı­ğı­nı gö­rür­sün. Orada çok­luk baş­ka­sı üze­ri­ne dün­ya­dan elde et­ti­ği mülk ile bö­bür­len­me gö­rür­sün. So­nun­da ora­dan gider ve onu terk et­ti­ği­ni de gö­rür­sün. Bunun ben­ze­ri top­ra­ğa yağan top­rak gi­bi­dir. Yağ­mur ne­ti­ce­sin­de top­rak çim­le­nir ve ye­şe­rir. Bu bi­ten­ler çift­çi­nin ho­şu­na gider. Sonra Allah Te­ala­nın emri gelir. Yok­muş gibi hepsi telef olur.
    Sö­zü­mü söy­lü­yo­rum. Al­lah­tan cc benim ve sizin ba­ğış­lan­ma­nı­zı is­ti­yo­rum.
İKİNCİ HUTBE
    Hamt âlem­le­rin Rabbi Allah’a ait­tir. Ey Allah’ım! İslam ve iman ni­me­ti ver­di­ğin için hamt sana ait­tir. Bizi üm­me­ti Mu­ham­met’ten (sav) ey­le­di­ğin için hamt sana ait­tir. Al­lah­tan başka ilah ol­ma­dı­ğı­na, tek ol­du­ğu­na ve eşi ol­ma­dı­ğı­na şa­hit­lik ede­rim. Mu­ham­met’in Allah’ın kulu ol­du­ğu­na ve Re­su­lü ol­du­ğu­na şa­hit­lik ede­rim. Ey Allah’ım! Mu­ham­met üze­ri­ne salat ve selam eyle. Onu mü­ba­rek eyle. Hane hal­kı­na ve ar­ka­daş­la­rı­na hep­si­ne salat ve selam eyle.
    Ey Müs­lü­man­lar!
    Re­su­lul­la­hın sav üm­me­ti üze­rin­de en­di­şe­len­me­si dün­ya­nın şa­şa­asın­dan­dır. Se­be­bi ise dünya ni­met­le­ri in­san­la­ra ve­ri­lir­se orada re­ka­bet eder­ler. Ukbe b. Amir r.a. Nebi sav den ha­di­si şe­ri­fi ri­va­yet ede­rek şöyle bu­yur­du:
(ان النبي صلى الله عليه وسلم واني والله ما اخاف عليكم ان تشركوا بعدى ولكن اخاف عليكم ان تنافسوا فيها )متفق عليه
‘    ’Ben sizin Al­la­ha şirk koş­ma­nız­dan kork­mu­yo­rum. Ama dünya hır­sıy­la bir­bi­ri­niz­le di­di­şip çe­kiş­me­niz­den kor­ku­yo­rum.’’ (Hadis üze­rin­de sahih ol­du­ğu­na it­ti­fak edi­len­ler­den­dir.)
    Onlar orada di­diş­ti­ği zaman dünya on­la­rı helak eder. Avf b. Malik Re­su­lul­la­hın as­ha­bı­nın hu­zu­run­da kal­ka­rak şunu ri­va­yet etti Re­su­lul­lah sav bu­yur­du:
انه قال ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قام فى اصحابه فقال (الفقر تخافون او العوز او تهمكم الدنيا فان الله فاتح لكم ارض فارس والروم وتصب غليكم الدنيا صبا حتى لايزيغكم بعدى ان ازاغكم الا هى) اخرجه احمد
‘    ’Fa­kir­lik­ten, yok­sul­luk­tan ve dün­ya­nın sizi suç­la­ma­sın­dan kor­ku­yor­su­nuz. Allah size İran’ın top­ra­ğı­nı ve Rum’un top­ra­ğı­nı fet­he­de­cek­tir. Dünya sizin üze­ri­ni­ze ni­me­ti­ni dök­tük­çe dö­ke­cek­tir. Ben­den sonra kimse sizi sap­tır­ma­ya­cak­tır. Sizi ancak dünya sap­tı­ra­cak­tır.’’ Bu ha­di­si İmam Ahmet ri­va­yet etti.
    Amr b. Avf r.a. ri­va­yet etti. Bu­yur­du ki Re­su­lul­lah sav şöyle bu­yur­du:
(قال فأبشروا وأملوا ما يسركم فو الله ما الفقر اخشى عليكم ولكنى اخشى عليكم ان تبسط الدنيا عليكم كما بسطت على من كان قبلكم فتنافسوها وتهلككم كما اهلكتهم)
‘    ’O halde se­vi­nin ve sizi se­vin­di­recek şeyi umu­nuz! Allah’a yemin edi­yo­rum ki, bun­dan sonra sizin adı­nı­za fa­kir­lik­ten kork­mu­yo­rum. Fakat sizin için dün­ya­nın siz­den ön­ce­ki­le­re se­ril­di­ği gibi size de se­ril­me­sin­den ve on­la­rın dünya için ya­rış­tık­la­rı gibi sizin de ya­rış­ma­nız­dan, dün­ya­nın on­la­rı helak et­ti­ği gibi sizi de helak et­me­sin­den kor­ku­yo­rum. ’’Üze­ri­ne it­ti­fak edi­len ha­dis­tir.
    Eş-Şeyh Ab­du­la­ziz er-Rac­hi dedi ki. Bu­ra­da­ki re­ka­bet ke­li­me­si­nin ma­na­sı; in­san­lar bu re­ka­bet ile günah işe­me­ye ve Al­la­ha ası ol­ma­ya kadar işi gö­tü­rür­ler. Hatta bu ha­ram­la­rı ya­pın­ca para bile alır­lar. Bu olay on­la­rı he­la­ke gö­tü­rür. Ce­za­ya ve azaba çarp­tı­rı­lır­lar. Re­su­lul­lah sav in söy­le­di­ği şu söz ne kadar gü­zel­dir. ‘’Allah bir kulu sevdi mi, onu dün­ya­dan korur. Tıpkı siz­den bi­ri­nin has­ta­sı­na suyu ya­sak­la­ma­sı gi­bi­dir. ’’ Allah’ın mümin ku­lu­nu dün­ya­dan hi­ma­ye et­me­si ne kadar büyük ni­met­tir. Çünkü Allah cc onu se­vi­yor. Kul da ken­di­si­ni dün­ya­dan ko­ru­du­ğu için Al­la­ha çokça hamt edi­yor. Allah cc in­sa­nı dün­ya­dan ve dün­ya­nın ziy­ne­tin­den hi­ma­ye et­me­di­ği zaman ahi­re­ti­ni al­da­tır. Ya­ra­tı­lış ga­ye­sin­den uzak­la­şır gaf­let için­de kalır. Nice insan var ki ken­di­si­ne dün­ya­lık ve­ril­di. Al­dan­dı. Helak oldu.
    Dua
    Ter­cü­me Eden
    İbra­him SIR­MA­LI
    Emek­li Müftü (İca­zet­li hoca)
    7 Ekim 2022.
               Kay­nak: ha­mi­dib­ra­hem.com dan alın­tı­dır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —