Hamt âlemlerin Rabbi Allah’a aittir. Ey Allah’ım! İslam ve iman nimeti verdiğin için hamt sana aittir. Bizi ümmeti Muhammet’ten (sav) eylediğin için hamt sana aittir. Allahtan başka ilah olmadığına, tek olduğuna ve eşi olmadığına şahitlik ederim. Muhammet’in Allah’ın kulu olduğuna ve Resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Allah’ım! Muhammet üzerine salat ve selam eyle. Onu mübarek eyle. Hane halkına ve arkadaşlarına hepsine salat ve selam eyle.
Bundan sonra. Ey Müslümanlar!
İmam Tirmizi süneninde hasen senetle İmam El-Banının sahih dediği hadisi şerifi rivayet etti:
(عن قتادة بن النعمان ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال اذا احب الله عبدا حماه الدنيا كما يظل احدكم يحمى سقيمه الماء)
Katade b. En-Numan rivayet ederek Resulullah sav şöyle buyurdu: ‘’Allah bir kulu sevdi mi onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibidir.’’
Müslüman kardeşleri!
Gerçekten iyi kulunu bazı eşyaları vermemesi ki bu şeyleri insanlar dünyada hayırlı ve faziletli görürler Allahu Sübhanehu ve Teala Hazretlerinin imtihan etmesi hikmetlerindendir. Fakat bu imtihan Allah’ın mümin kuluna mutat ettiği kişiyi saflaştırmak ve hayır için olur. Bazan imtihan olunan bu nimetlerin verilmeyişinin illetini bilemez. Ve de göremez. Bu imtihana sabretmenin mükafatını da bilemez. Bu geçen hadisi şerifte Resulullah sav buyuruyor.‘’Allah bir kulu sevdi mi onu dünyadan korur.’’ Yanı dünyada dinine zarar verecek her bir şeyden onu korur. ‘’Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibidir.’’ Bu sizin bazı hastalıklarda hastaya su vermeyi engelleme işini yaptığınız gibidir. Bu Peygamberlik terbiyesinin, Müslümanların öğretilmesi ve Müslümanların dünya şiddetlerine karşı tespit etme misalidir. Bunlar Allah’ın kaderi ile cereyan eder. Müslüman bundan endişelenmez. Ancak Allah’ın hikmetinden fikir edinir. Allah’ın kazası üzerine sabreder. Allah kendisine hayırlı olanı ihtiyar ettiğini elde eder. Hadisin şerhinde şu vardır. İmam El-Menavi ‘’Feyz-i el-Kadir kitabın da şöyle der: ’’Allah bir kulu sevdi mi onu dünyadan korur. ’’demek onu dünya metaından muhafaza eder. Kul ile dünya nimetlerinin ve şehevi duyguların arasını engeller. Kulunun dünyanın gösterişine bulaşıp dünya ile, dünyanın sevgisi ile, dünyanın uygulamaları ile, dünyaya alışmasıyla ve ahireti çirkin görmesi ile kalbinin hastalanmaması için onu korur. İsmi celil olan Allah cc dünyadan kendisini seveni korur. Ta ki dünya ile dünyanın kiri ile kul kirlenmez. Dünyanın lokması yüzünden nefes alamaz hale gelmez. Nasıl o dünya büyük yaşta olanlara eziyet edecektir. Arif olanları meşgul edecektir. Mürit olanları saptıracaktır. Müminlerin genelini hak yoldan saptıracaktır. Allah Teâlâ dostlarına yardım edicidir. Allah onları dünyayı isteseler de dünyadan muhafaza edicidir. Eş-Şeyh Ahmet Hatibe hadisi şerifin şerhinde der ki: ‘’Bazen mümin insan mal ve dünyayı ister. Çok çalışır. Zorlanır. Rızkı ise azdır. Bazen kendi nefsine göre mahrum olduğunu zanneder. Oysa Allah bu kul bu mala kavuşsaydı azgın olabileceğini dünyada ve ahirette bedbaht olacağını biliyor. O mal ile o kişi sapıtabileceği umulur. Allah o kişiyi sevdiğinden onu bu maldan mahrum eder. O malla kavuşamaz. Malı kaybettiğinden üzülebilir. Üzüldüğünden dolayı Allah katında mükâfat alır. Kederlendiğinden ve üzüldüğünden mükâfat alır. Kıyamet gününde cennete giden yolun kendisine açık olduğunu bulur.
Ey Müslümanlar!
Allah Teâla muhkem ayetinde buyuruyor:
اِعْلَمُوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزٖينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِى الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰیهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
Hadit suresi 57.20 - Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.
İmam Katade dedi: ‘’Dünya ihmal edilen mülktür. Neredeyse dünya ehli çürüyecekti. İnsana bu metadan Allah Sübhaneye itaat ederek imkânları nispetinde alması gerekir. Şanı yüce olan Allah cc ası olanlara dünya ve ziynetini açtığı zaman bu ancak istidrac (gaflette olan kişilerde görülen olağanüstü haldır) olur. Allah Teala şöyle buyurdu:
فَلَا تُعْجِبْكَ اَمْوَالُهُمْ وَلَا اَوْلَادُهُمْ اِنَّمَا يُرٖيدُ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِى الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ اَنْفُسُهُمْ وَهُمْ كَافِرُونَ
Tövbe suresi 9.55 - Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bununla ancak onlara dünya hayatında azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor.
İmam İbn-i el-Cevzi şöyle diyor: Çoban Şeybanın Süfyana olan sözünü iyice düşündüm. Şöyle dedi: Ey Süfyan! Yalnızca Allah’ın sana dünya malı vermeyişinin aslında sana ihsan olduğuna iyice dikkate al. Sana dünya malının verilmeyişi cimriliğine engel değildir. Bu ancak şefkatine manidir. Bunu hakikatleri bilen birinin sözü olarak görürsün. Gerçekten insan yüksek derecede iyilik yapmayı ister. Amma yapamaz. İyilik yapamayışının acizliği kendisine aslında daha uygundur. Çünkü bu iyiliği yapabilseydi kalbi başka taraflara giderdi. Bundan dolayı Nebi sav ümmetini dünya nimetlerine saldırmamalarını uyardı. Sahihayni kitabında şu hadis rivayet edildi:
(ان رسول الله صلى الله عليه وسلم بعث ابا عبيدة بن الجراح الى البحرين يأتى بجزيها وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم هو صالح اهل البحرين وامر عليهم العلا بن الحضرمى فقدم ابو عبيدة بمال من البحرين فسمعت الانصار بقدوم ابى عبيدة فوافوا صلاة الفجر مع رسول الله صلى الله عليه وسلم فلما صلى رسول الله صلى الله عليه وسلم انصرف فتعرضوا له فتبسم رسول الله صلى الله عليه وسلم حين راهم ثم قال اظنكم سمعتم ان ابا عبيدة قدم بشيئ من البحرين فقالوا اجل يا رسول الله قال فأبشروا وأملوا ما يسركم فو الله ما الفقر اخشى عليكم ولكنى اخشى عليكم ان تبسط الدنيا عليكم كما بسطت على من كان قبلكم فتنافسوها وتهلككم كما اهلكتهم)
Resulullah sav Eba Ubeyde b. El-Cerrahı cizye vergilerini getirmek için Bahreyne gönderi. Resulullah sav Bahreyin halkı ile antlaşma yapmıştı. El-Alla b. El-Hadremiyi onların üzerine yönetici tatin etmişti. Ebu Ubeyde Bahreyinden cizye malı getirdi. Ensar Ebi Ubeydenin geldiğini işitti. Onlar sabah namazını Resulallah sav ile beraber ifa ettiler. Resulullah sav namazı kılınca cemaate döndü. Konuyu Resulullah sav anlattılar. Resullah sav onları görünce gülümsedi. Sonra onlara şöyle buyurdu: ‘’Zannedersem Eba Ubeydenın Bahreyinden bir miktar mal ile geldiğini işittiniz.’’ Sahabe evet ya Resülallah işittik dediler. Bunun üzerine Allah cc Resulü sav: O halde sevinin ve sizi sevindirecek şeyi umunuz! Allah’a yemin ediyorum ki, bundan sonra sizin adınıza fakirlikten korkmuyorum. Fakat sizin için dünyanın sizden öncekilere serildiği gibi size de serilmesinden ve onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışmanızdan, dünyanın onları helak ettiği gibi sizi de helak etmesinden korkuyorum.’’ Buyurdu.
Dünyanın tatlısı ahiretin acısıdır. Dünyanın acısı ahiretin tatlısıdır. Dünyayı istemek ile Allahu Teâlâ’yı ahireti istemek ikisi bir arada birleşemezler. Bu iki istek ikisi bir mahalde oturamazlar. Bunlarda biri diğerini o mahalden kovar. O mahalde zorbalık yapar. Nefis birdir. Kalpte birdir. Kişi kalbi ile meşgul olursa nefsi ile olan ilişkisini keser, nefsi ile meşgul olursa kalbi ile olan ilişkisini keser. Bundan dolayı Ruhullah İsa a.s. şöyle buyurdu: ‘’Dünya sevgisi ile Ahiret sevgisi müminin kalbinde su ile ateşin bir kapta bulunamadıkları gibi beraber bulunamaz.
Ey Müslümanlar!
Bu şekilde Allah cc dostlarına dünyanın kötülüklerini ve afatlarını tanıttı. Dostlarına dünyanın ayıplarını avretlerin ifşa etti. Ta ki onlar şahitlerini ve ayetlerini incelediler. İyilikleri ile kötülüklerini tarttılar. Şunu bildiler ki dünyanın kötü olanı iyi olanın üzerine artar. İstenileni tehlikeli olan ile yerine getirilmez. Görünmesi yok olmasından güvende olamaz. Ancak o görünen kadın şeklindedir. Güzelliği ile insana doğru sallaır. O kadının kötü sırları vardır. O çirkinlikler o kadına kavuşmaya rağbet edenleri helak eder. Sonra o kadın kendine talip olanlara pervane olur. Geleceği için cimri olur. O kadın kendisine rağbet edenlere varırsa kötülüğünden ve vebalinden emin olunmaz. Bir saat iyilik ederse bir sene kötülük eder. Bir defa kötülük ederse onu alışkanlık haline getirir. Geleceğinin daireleri dairenin yaklaşması üzerinedir. Arasında yapılan ticaret zarardır. Verimsizdir. Musibetleri taliplerinin gönlünde peş peşe darbe indirmektedir. Hal ve hareketinin akışı bolca harcanarak konuşulmuştur. Her biri onun gidişinin rezaletine gururludur. Her biri onun özlem çekip yürümesinden dolayı kibirlidir. Kendisinden kaçandan istekte bulunmak ve ona hizmet etmek istediğini kaybeder. Kim bundan vaz geçerse onu kaybeder. Saflığı keder kusurundan boş değildir. Sevincini üzüntüsüz sürdüremez. Onun sıhhatini hastalık takip eder. Gençliğin ihtiyarlığa doğru gider. Elindeki imkânlar meyvesizdir. O imkânlar ancak üzüntü ve pişmanlık verir. O kandırmaktır. Hilekârlıktır. Akılda kalmayandır. Firar etmektir. Onu isteyenin güzelliği kendisini sevenler olsa bile devam etmez. Onlara memnuniyetsizliğini gösterir. İşlerinin düzenli sebeplerini aleyhlerine karmaşık hale getirirler. Onlara gizlenen şeylerin şaşkınlıklarından keşifler olur. Yiyeceklerin zehri onlara tattırılır. Okunun istikametinden onlara vurur. Onların arkadaşları orada sevinç içinde ve nimetler içinde iken bu yapılır. Onlardan yüzünü çevirmiş iken sanki karmakarışık rüyalardır. Sonra kurnazla aleyhlerine bulandırılır. Hasat öğütücüsü onları öğütür. Onları kefenlerinin içinde yüksek yerin altında musibete uğratır. Onlardan birisi güneşin üzerine doğduğu şeyin tamamına malik olursa onu biçilen ürün yapar. Sanki o ürünün dün hiçbir faydası yoktu. Onun arkadaşları sevinç temenni ederler. Onları kendini beğenmiş kabul eder. Hatta onlar çok şeyi umarlar. Köşkler yaparlar. Yaptıkları köşkler kabre dönüşür. Biriktirdikleri yok olur. Çalışmaları dağılmış toz olur. Duaları yok olur. Ahiret ise onun bu durumdan başka bir durumu vardır. Bu durum hesaba çekilmeyi hak eder. Ona bakılır. Ona şu hazırlanmıştır. Allah Teala buyurdu:
وَفِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌ
Hadit suresi 57.20 - Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır.
Ahiret hayatı dünya hayatının sona erdiği göz kırpma gibi bir anda nihayete ermez. Ahiret hayatı kuru bitki kırıntısı gibi nihayete ermez. Ancak eceline ulaşan bitkiler kuru bitki kırıntısı gibi hayatları nihayete erer. İnsanın ise hesabı vardır. Yaptıklarının karşılığı vardır. Ahiret yaşantısının devamı vardır. Özen gösterilmeye müstahaktır.
Ey Müslümanlar!
Dünya hayatı lezzetlerin ve şehvetlerin çeşitleri ile dolu olunca ki bunlar kadınlardan, mallardan, evlatlardan, hayvanlardan ve ziraattandır. Bu konuda Allah cc şöyle buyurdu:
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاءِ وَالْبَنٖينَ وَالْقَنَاطٖيرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ
Al-i İmran suresi 3.14 - Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah'ın katındadır.
Allah cc dünyayı insanları denemek ve imtihan etmek için süslü gösterdi. Dünya sevgisini Allah cc ve Resulullah sav sevgisinden öne geçiriyorlar mı? Sağlam imanı olan kimse hiçbir şeyi Allah cc ve Resulullah sav sevgisinin önüne geçirmez. Ancak zayıf imanlı kimse dünya sevgisini en büyük önemli şeyi ve davranışının en sınırı yapar. Şuursuz olduğu halde boğulur. Dünya ziyneti ile aldatılır. Ki dünya ziynetinin hakikati tam anlaşılmadan aldatılır. Dünya ziynetini kalbi ile şakalaştığını ve bedeni ile oynadığını görürsün. Orada çokluk başkası üzerine dünyadan elde ettiği mülk ile böbürlenme görürsün. Sonunda oradan gider ve onu terk ettiğini de görürsün. Bunun benzeri toprağa yağan toprak gibidir. Yağmur neticesinde toprak çimlenir ve yeşerir. Bu bitenler çiftçinin hoşuna gider. Sonra Allah Tealanın emri gelir. Yokmuş gibi hepsi telef olur.
Sözümü söylüyorum. Allahtan cc benim ve sizin bağışlanmanızı istiyorum.
İKİNCİ HUTBE
Hamt âlemlerin Rabbi Allah’a aittir. Ey Allah’ım! İslam ve iman nimeti verdiğin için hamt sana aittir. Bizi ümmeti Muhammet’ten (sav) eylediğin için hamt sana aittir. Allahtan başka ilah olmadığına, tek olduğuna ve eşi olmadığına şahitlik ederim. Muhammet’in Allah’ın kulu olduğuna ve Resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Allah’ım! Muhammet üzerine salat ve selam eyle. Onu mübarek eyle. Hane halkına ve arkadaşlarına hepsine salat ve selam eyle.
Ey Müslümanlar!
Resulullahın sav ümmeti üzerinde endişelenmesi dünyanın şaşaasındandır. Sebebi ise dünya nimetleri insanlara verilirse orada rekabet ederler. Ukbe b. Amir r.a. Nebi sav den hadisi şerifi rivayet ederek şöyle buyurdu:
(ان النبي صلى الله عليه وسلم واني والله ما اخاف عليكم ان تشركوا بعدى ولكن اخاف عليكم ان تنافسوا فيها )متفق عليه
‘ ’Ben sizin Allaha şirk koşmanızdan korkmuyorum. Ama dünya hırsıyla birbirinizle didişip çekişmenizden korkuyorum.’’ (Hadis üzerinde sahih olduğuna ittifak edilenlerdendir.)
Onlar orada didiştiği zaman dünya onları helak eder. Avf b. Malik Resulullahın ashabının huzurunda kalkarak şunu rivayet etti Resulullah sav buyurdu:
انه قال ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قام فى اصحابه فقال (الفقر تخافون او العوز او تهمكم الدنيا فان الله فاتح لكم ارض فارس والروم وتصب غليكم الدنيا صبا حتى لايزيغكم بعدى ان ازاغكم الا هى) اخرجه احمد
‘ ’Fakirlikten, yoksulluktan ve dünyanın sizi suçlamasından korkuyorsunuz. Allah size İran’ın toprağını ve Rum’un toprağını fethedecektir. Dünya sizin üzerinize nimetini döktükçe dökecektir. Benden sonra kimse sizi saptırmayacaktır. Sizi ancak dünya saptıracaktır.’’ Bu hadisi İmam Ahmet rivayet etti.
Amr b. Avf r.a. rivayet etti. Buyurdu ki Resulullah sav şöyle buyurdu:
(قال فأبشروا وأملوا ما يسركم فو الله ما الفقر اخشى عليكم ولكنى اخشى عليكم ان تبسط الدنيا عليكم كما بسطت على من كان قبلكم فتنافسوها وتهلككم كما اهلكتهم)
‘ ’O halde sevinin ve sizi sevindirecek şeyi umunuz! Allah’a yemin ediyorum ki, bundan sonra sizin adınıza fakirlikten korkmuyorum. Fakat sizin için dünyanın sizden öncekilere serildiği gibi size de serilmesinden ve onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışmanızdan, dünyanın onları helak ettiği gibi sizi de helak etmesinden korkuyorum. ’’Üzerine ittifak edilen hadistir.
Eş-Şeyh Abdulaziz er-Rachi dedi ki. Buradaki rekabet kelimesinin manası; insanlar bu rekabet ile günah işemeye ve Allaha ası olmaya kadar işi götürürler. Hatta bu haramları yapınca para bile alırlar. Bu olay onları helake götürür. Cezaya ve azaba çarptırılırlar. Resulullah sav in söylediği şu söz ne kadar güzeldir. ‘’Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibidir. ’’ Allah’ın mümin kulunu dünyadan himaye etmesi ne kadar büyük nimettir. Çünkü Allah cc onu seviyor. Kul da kendisini dünyadan koruduğu için Allaha çokça hamt ediyor. Allah cc insanı dünyadan ve dünyanın ziynetinden himaye etmediği zaman ahiretini aldatır. Yaratılış gayesinden uzaklaşır gaflet içinde kalır. Nice insan var ki kendisine dünyalık verildi. Aldandı. Helak oldu.
Dua
Tercüme Eden
İbrahim SIRMALI
Emekli Müftü (İcazetli hoca)
7 Ekim 2022.
Kaynak: hamidibrahem.com dan alıntıdır.