İbrahim Sırmalı


Allah’ın Emaneti

  Emekli Müftü - muftu.ibrahim@gmail.com


Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım ve hidayet dileriz. Nefislerimizin ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak yoktur. Kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur.

 Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, tektir, ortağı yoktur. Yine şahitlik ederim ki Peygamberimiz Hz. Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ım, kulun ve elçin Muhammed'e, ailesine ve bütün ashabına salat, selam ve bereket eyle.

       Öyleyse: Yüce Allah'tan korkun ve O'na itaat edin. Zira O'na itaat en doğru ve en sağlam yoldur. Azık edinin. Zira azığın en hayırlısı takvadır.

Ey Müslümanlar: Emanetler, Allah'ın kendilerine hesap verecek olanlara yüklediği farzlardır. Ve yarattıklarını sınayıp denediği görevlerdir. Bunları yerine getiren en büyük mükafatı alır, ihmal eden ise azap ile kuşatılır. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُ اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا

Ahzap suresi 33.72 Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.

لِيُعَذِّبَ اللّٰهُ الْمُنَافِقٖينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِكٖينَ وَالْمُشْرِكَاتِ وَيَتُوبَ اللّٰهُ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَحٖيمًا

Ahzap suresi 33.73 Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 

İbn Abbas -Allah ondan razı olsun- şöyle demiştir: "Emanet, farz olan görevler vaciplerdir. Allah onları göklere, yere ve dağlara arz etti. Eğer bunları yerine getirirlerse onları mükafatlandırır, eğer bunları ihmal ederlerse onları cezalandırırdı. 

Onlar bundan hoşlanmadılar ve bundan korktular. Bu, isyandan değil, Allah'ın bir tercih olarak bunu sunmasından kaynaklandı. Fakat Allah'ın dinine saygılarından dolayı bunu yapmadılar. 

Sonra Allah onu Hz. Âdem'e -aleyhisselâm- arz etti ve o da içindekilerle birlikte kabul etti."

Ey Allah'ın kulları! Emanet, Allah'ın ve kullarının haklarını kapsar. Allah'ın -Allah'ın yüceliği yücedir- en büyük hakkı, tevhididir. Yani yalnızca Allah'a ibadet etmek, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. 

Kim yalnızca Allah'a ibadet eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsa cennete girer. Kim de Allah'a ortak koşarak ölürse sonsuza dek cehennem ateşinde kalır. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

لَقَدْ كَفَرَ الَّذٖينَ قَالُوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَسٖيحُ ابْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ الْمَسٖيحُ يَا بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ اعْبُدُوا اللّٰهَ رَبّٖى وَرَبَّكُمْ اِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَاْوٰیهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمٖينَ مِنْ اَنْصَارٍ

Maide suresi 5.72 Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kâfir oldu.  Oysa Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."

Ey insanlar! Çocuklara bakmak, onları doğruluk ve dürüstlükle yetiştirmek, onları her türlü iyiliğe yönlendirmek, her türlü kötülükten sakındırmak ve onlara güzel ahlak ve doğru karakter aşılamaya çalışmak en büyük emanetlerden ve ağır görevlerdendir. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْلٖيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلٰئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللّٰهَ مَا اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

Tahrim suresi 66.6 Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْپَلُكَ رِزْقًا نَحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى

Taha suresi 20.132 Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınmanındır.

İbn Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

وعن ابن عمر - رضي الله عنهما - قال: قال رسول الله - صلى الله عليه وسلم -: "كلكم راعٍ وكلكم مسئولٌ عن رعيته؛ فالإمام راعٍ ومسئولٌ عن رعيته، والرجل راعٍ في أهل بيته ومسئولٌ عن رعيته، والمرأة راعيةٌ في بيت زوجها ومسئولةٌ عنه، والخادم راعٍ في مال سيده ومسئولٌ عنه" رواه البخاري ومسلم،

"Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürüden sorulacaksınız. İmam yönetici bir çobandır ve güttüğü sürüden sorulacaktır. Erkek evinde bir çobandır ve güttüğü sürüden sorulacaktır. Kadın kocasının evinde bir çobandır ve ondan sorulacaktır. Hizmetçi ise efendisinin malının çobanıdır ve ondan sorulacaktır." 

Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

Hadis-i şerifte Peygamberimiz:

 وفي الحديث: "مُرُوْا أولادكم بالصلاة لسبع واضربوهم عليها لعشر، وفرقوا بينهم في المضاجع".

 “Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namazı emredin, on yaşına geldiklerinde ise onları bundan dolayı dövün ve yataklarını ayırın.” Buyurdu.

Çocuklar, Allah'ın kullarına bahşettiği bir nimettir. Anne babaların hayatlarının bir uzantısı ve Yüce Allah'a ibadet eden nesillerin halefleri sonradan gelenleridir. 

Yeryüzü onlar aracılığıyla dolmuş, din ve toplum çerçevesinde herkes arasında yardımlaşma, şefkat, empati, karşılıklı destek ve bütünleşme sağlanmıştır. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ بَنٖينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ اَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ اللّٰهِ هُمْ يَكْفُرُونَ

Nahl suresi 16.72 Allah, size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَاتَّقُوا الَّذٖى اَمَدَّكُمْ بِمَا تَعْلَمُونَ..اَمَدَّكُمْ بِاَنْعَامٍ وَبَنٖينَ..وَجَنَّاتٍ وَعُيُونٍ 

26.132-134 "Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah'a karşı gelmekten sakının."

Müslüman, çocuklarının emanetlerine sahip çıkar. Onları güzel yetiştirir. Onları doğru yolda olmaya mecbur eder. Onları iyiliğe alıştırır. Ve iyiliği sevdirir. Kötülükten nefret ettirir. Ve ondan uzaklaştırır. 

Allah’ın lütfu anne-babaya ve çocuklara yardım ederse, hem kendilerine, hem anne-babalarına, hem de toplumlarına iyi davranırlar. Onların iyilikleri artar ve kötülüklerden korunurlar.

Sahih-i Müslim'de ise Peygamberimiz:

 وفي صحيح مسلم: "إذا مات العبد انقطع عمله إلا من ثلاث: ولدٍ صالحٍ يدعو له، أو علمٍ يُنتفع به أو صدقةٍ جارية"،

"İnsan ölünce, üç kişi hariç ameli kesilir: Kendisine dua eden salih evlat, kendisinden faydalanılan ilim, veya sadaka-i cariye." 

Ve bunlar ahirette anne babalarına sevinç kaynağı göz aydınlığı olurlar. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُولٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ

Rad suresi 13.22 Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.

جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلٰئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ

Rad suresi 13.23 Bu sonuç da Adn cennetleridir. Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla beraber oraya girerler. Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerler (ve şöyle derler):

سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ

Rad suresi 13.24 "Sabretmenize karşılık selâm sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!"

Kur'an ve Sünnet'ten gelen deliller, Yüce Allah'ın, mümin çocukların derecelerini, anne babalarıyla birlikte cennette olmaları için, anne babalarının sevabını eksiltmeden yükselttiğini göstermektedir. Cömert, şefkatli, bol ihsan sahibi ve lütufkâr olan Allah'ın şanı yücedir.

Kim kendisine, çocuklarına ve ailesine olan Allah'a olan emaneti ihmal ederse, hem bu dünyayı hem de ahireti kaybeder. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

فَاعْبُدُوا مَا شِئْتُمْ مِنْ دُونِهٖ قُلْ اِنَّ الْخَاسِرٖينَ الَّذٖينَ خَسِرُوا اَنْفُسَهُمْ وَاَهْلٖيهِمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَلَا ذٰلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبٖينُ

Zümer suresi 39.15 "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki: "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir."

لَهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ ظُلَلٌ مِنَ النَّارِ وَمِنْ تَحْتِهِمْ ظُلَلٌ ذٰلِكَ يُخَوِّفُ اللّٰهُ بِهٖ عِبَادَهُ يَا عِبَادِ فَاتَّقُونِ

Zümer suresi 39.16 Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında (ateşten) katmanlar vardır. İşte Allah, kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, bana karşı gelmekten sakının.

Adem'in çocukları, hayatlarının ilk yıllarında anne babalarından, velilerinden, akrabalarından ve toplumdan iyi bir rehberliğe ve tam bir bakıma şiddetle ihtiyaç duyarlar. 

Çünkü küçük çocuklar iyiyi kötüden ayırt edemezler. Ve ergenlik çağındaki çocuklar masumdurlar. Günahsızdırlar. 

Şeytanların onları kötülüğe, yıkıma ve sapkınlığa sürüklemesi kolaydır. Onları gözetimsiz ve bakımsız bırakmak büyük bir tehlikedir. Sürekli bakım ve gözetimle Allah, Yüce Allah'ın izniyle çocukları sapkınlıktan ve ahlaki çöküntüden korur.

Geçmiş dönemlerdeki fesatlar basit fesatlardı. Ancak bu dönemdeki fesatlar daha da karmaşık, daha da yıkıcı ve genç insanı hayatının sonuna kadar takip eden, Allah'ın İslami bir hayat ve samimi bir tövbe ile kurtarmadığı takdirde etkileri daha da derinleşmiştir.

Eğer bir insan salih olursa ışın sonunda meleklerin kalabalığından daha hayırlı olur. Eğer insan küfür veya münafıklık yüzünden bozulmuşsa ışın sonunda hayvanlardan daha aşağı olur. 

Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

اِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللّٰهِ الَّذٖينَ كَفَرُوا فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Enfal suresi 8.55 Şüphesiz Allah katında, yeryüzünde yürüyen canlıların en kötüsü, inkâr edenlerdir. Artık onlar iman etmezler.

Hayvanlar zehir yemez. Onlara uyuşturucu hap ve arpa taneleri ikram edildiğinde, uyuşturucu haplar yerine arpa ve mısırı tercih ederler. Yerler. Tütün ikram edildiğinde, tütün yerine yoncayı tercih ederler. Şarap ikram edildiğinde, şarap yerine suyu tercih ederler. Hayvanlar kendilerine zarar veren şeyleri yiyip tüketmezler.

Gençler birçok fitneye ve kötülüğün yıkıcı kapılarına maruz bırakılıyor. Müslüman gençler kıskanılıyor ve hedef alınıyor. Üzerlerindeki etkiler artıyor ve daha önce olmayan dalalet kapıları onlara açılıyor.

Yıkıcı uydu kanalları, ahlakı zedeleyen, İslam'ı kalplerden söküp atan, ahlaksızlığı ve kötülüğü teşvik eden dizi ve filmler yayınlıyor.

İnsanlık düşmanlarının ihraç ettiği uyuşturucular, insanları yozlaştırıyor, insanlıklarını, ahlaklarını ve dinlerini ellerinden alıyor.

İnsanları Allah yolundan saptıran kötü ve şeytani dostlardır. Dahası, genç erkek ve kadınlar için arkadaşlık kurma yolları çeşitli internet siteleri aracılığıyla çoğalmış ve binlerce insanla iletişim kurmayı kolaylaştırmıştır.

Gençleri terörizme, bombalamalara ve yeryüzünde yozlaşmaya sürükleyen, yurt dışından ithal edilen sapkın, yıkıcı ve yozlaştırıcı ideolojiler düşüncelerdir.

Müslüman olmayan ülkelerden Müslüman ülkelere gelen kadınların, gençleri bu çirkin elbiseye düşüren iffetsiz tavırlarıdır. 

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) 

• تبرج النساء الذي وفد من غير المسلمين على بلاد المسلمين؛ ففتتن به الشباب كما أخبر النبي - صلى الله عليه وسلم - بقوله: "ما تركت بعدي فتنةً أضر على الرجال من النساء".

"Ben, erkekler için kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım." buyurmasıyla bize bildirdiği gibidir.

Bazı Müslümanlar, diğer ayartma biçimlerinin yanı sıra, zararlı ve verimsiz yollarla gayrimüslimleri taklit ederler.

Müslüman toplumun bu ayartmalara karşı direnci zayıftır. Ve gençleri bunlardan korumak için alternatifler ve araçlar az ve yetersizdir. 

Ev, okul ve toplum arasında iş birliği sağlanmazsa ve her birey gençleri kötülüklerden koruma, onları iyiliğe yönlendirme ve onları her türlü zararlı etkiden koruma sorumluluğunu yerine getirmezse, gençler arasında kimsenin değiştiremeyeceği bazı alışkanlıkların ortaya çıkmasından endişe ederiz.

Fitneye kapıyı kapamak kolaydır. Onu açık tutmak da kolaydır. Ve fitneye kapıyı açmaktan daha kolaydır. Zira kapı açılırsa, nadiren kapanır. Hz. Ömer'in -Allah ondan razı olsun- dediği gibi.

Fikri işgal, fiziki işgalden daha büyüktür, 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصٖيبَنَّ الَّذٖينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعِقَابِ

Enfal suresi 8.25 Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.

Allah, beni ve sizi yüce Kur'an ile mübarek kılsın. Ayetleri ve hikmetli öğütleriyle beni ve sizi faydalandırsın. Resullerin Efendisi'nin hidayetiyle ve doğru öğretileriyle bizi faydalandırsın. 

Bunu söylüyor ve Yüce Allah'tan kendim ve sizin için bağışlanma diliyorum.

İkinci hutbe: Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün maliki Allah'a mahsustur. Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur, güçlüdür, sarsılmazdır. 

Ve yine şahitlik ederim ki Peygamberimiz ve efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) O'nun kulu ve elçisidir. Allah onu, hayatta olanları uyarmak ve kâfirlere karşı verilen sözü yerine getirmek için hidayet ve yakin ile göndermiştir.

Öyleyse: Allah'tan gerektiği gibi korkun ve İslam'ın en sağlam bağına sımsıkı sarılın.

Ey Allah'ın kulları! En büyük kötülük, şehvetin haramlarını işleyerek ve farzları ihmal ederek arzu ve isteklerine uymaktır. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ اَضَاعُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا

Meryem suresi 19.59 Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e, insanları cehenneme en çok neyin soktuğu sorulduğunda,

 وسئل النبي - صلى الله عليه وسلم - عن أكثر ما يدخل الناس النار، قال: "الفم والفرج".

"Ağız (konuşması) ve avret yerleridir. (Zina yapması.)" cevabını vermiştir.

Yüce Rabbinizin ve elçilerinin -salat ve selam onların üzerine olsun- ve salih kullarının emirlerini düşünün ve onları çocuklarınıza, ümmetlerinize ve halkınıza tavsiye edin. Çünkü birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler kurtuluşa ererler. 

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

وَوَصّٰى بِهَا اِبْرٰهٖيمُ بَنٖيهِ وَيَعْقُوبُ يَا بَنِىَّ اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰى لَكُمُ الدّٖينَ فَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ

Bakara suresi 2.132 İbrahim, bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle: "Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün" dedi.

Ve Yüce Allah, salih kul Lokman hakkında şöyle buyurmuştur:

وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِهٖ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَیَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظٖيمٌ

Lokman suresi 31.13 Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür."

Ve O Allah -Mübarek ve Yücedir- Lokman hakkında şöyle buyurmuştur:

يَا بُنَیَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَاْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَا اَصَابَكَ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ

Lokman suresi 31.17 "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir."

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِى الْاَرْضِ مَرَحًا اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ

Lokman suresi 31.18 "Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez."

وَاقْصِدْ فٖى مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَ اِنَّ اَنْكَرَ الْاَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمٖيرِ

Lokman suresi 31.19 "Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!"

Peygamber (s.a.v.) İbn Abbas'a şu nasihatte bulundu: 

ووصَّى النبيُّ - صلى الله عليه وسلم - ابنَ عباس بقوله: "يا غلامُ احفظ الله يحفظك، احفظ الله تجده أمامك، إذا سألت فاسأل الله، وإذا استعنت فاستعن بالله، واعلم أن الأمة لو اجتمعت على أن ينفعوك بشيء لن ينفعوك إلا بشيء قدكتبه الله لك، واعلم أن الأمة لو اجتمعت على أن يضروك بشيء لن يضروك إلا بشيء قدكتبه الله عليك، رُفعتِ الأقلامُ وجفت الصحف".

"Ey delikanlı! Allah'tan kork ki, O seni korusun. Allah'tan kork ki, O'nu huzurunda bulacaksın. İsteyeceksen Allah'tan iste. Yardım dileyeceksen Allah'tan yardım dile. Bil ki, bütün ümmet sana fayda vermek için bir araya gelse, ancak Allah'ın senin için takdir ettiği bir şeyle sana fayda verebilirler. Yine bil ki, bütün ümmet sana zarar vermek için bir araya gelse, ancak Allah'ın senin için takdir ettiği bir şeyle sana zarar verebilirler. Kalemler kalkmış, sahifeler kurumuştur."

Ey babalar... Ey sorumlular! Ey iyilik yapanlar! Gençleri evlendirin. Çünkü bu, hem oğlan için hem kız için daha iyidir. Evlilik, gencin girdiği ve kendisini birçok fitneden koruduğu bir kapıdır. 

Baba, ergenlik çağındaki oğlunu, haramları haram kılmayan ve farzları da emretmeyen ülkelere gitmekten alıkoyma hakkına sahiptir. Onu bundan alıkoyma hakkına sahiptir. 

Çünkü genç, sonuçları övülmeye değer olmayan işlere sürüklenebilir. Ve kişi kendisinden sorumludur. Gençleri, din ve dünya işlerinde kendilerine faydalı olacak şeylerle meşgul edin ve onlara din bilgisine yönelmelerini tavsiye edin.

Zira din bilgisi, insanı her iyiliğe götürür ve her kötülükten alıkoyar.

Ruhları ancak Allah'ın Kitabı ve Resulü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti ıslah edebilir. Ve gençlere, kendilerine fayda ve zenginlik sağlayacak, ahlak, din ve menfaatleri açısından zararlı olan şeylerin yerine geçecek, helal olan, ihtiyaçları olan şeyler velileri tarafından sağlanmalıdır. 

Ey Allah'ın kulları: Birbirinize hakkı ve sabrı tavsiye edin. 

Şüphesiz Allah -azze ve celle-, kendisine başladığı bir işi size emretti ve şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِىِّ يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلٖيمًا

Ahzap suresi 33.56 Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar.  Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.

اللهم صلِّ وسلِّم على عبدك ورسولك محمد، اللهم صلِّ على محمدٍ وعلى آل محمد كما صليت على إبراهيم وعلى آل إبراهيم إنك حميدٌ مجيد، اللهم بارك على محمدٍ وعلى آل محمد كما باركت على إبراهيم وعلى آل إبراهيم إنك حميدٌ مجيد، وسلم تسليماً كثيرا.

Allah'ım! Kulun ve elçin Muhammed'e salat ve selam eyle. Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine, İbrahim'e ve İbrahim'in ailesine salat ettiğin gibi salat eyle. Şüphesiz sen övülmeye layıksın ve yücesin. 

Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine, İbrahim'e ve İbrahim'in ailesine salat ettiğin gibi salat eyle. Gerçekten sen övülmeye layıksın ve yücesin. Ona bol bol salat eyle.

 اللهم وارض عن الصحابة أجمعين وعن خلفاء رسولك صلى الله عليه وسلم أجمعين - أبي بكر وعمر وعثمان وعلي – وعن العشرة المبشرين بالجنة – وعن سائر أصحاب نبيك محمد، وعن آل بيته يا رب العالمين وذريته وزوجاته وسلِّم تسليماً كثيراً.

Allah'ım! Resulünün (s.a.v.) bütün sahabelerinden ve bütün vasilerinden -Allah ona salat ve selam etsin- Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'den ve kendilerine cennetle müjdelenen on kişiden ve Peygamberin Muhammed'in bütün sahabelerinden ve ailesinden, zürriyetinden ve eşlerinden razı ol. Ve onlara bol bol salat eyle.

اللهم اغفر لنا يا رب العالمين، اللهم وارض عنا وعن التابعين بمنك وكرمك يا أرحم الراحمين، اللهم أعز الإسلام والمسلمين، اللهم أعز الإسلام والمسلمين ، وأذل الكفر والكافرين، اللهم هيئ للمسلمين من أمرهم رشدا، اللهم فقهنا وإياهم في الدين، اللهم جنبنا معاصيك واستعملنا في طاعتك يا رب العالمين، اللهم اغفر لنا ما قدمنا وما أخرنا وما أسررنا وما أعلنا وما أنت أعلم به منا، أنت المقدم وأنت المؤخر لا إله إلا أنت.

Allah'ım! Bizi bağışla, ey âlemlerin Rabbi. Allah'ım! Lütfun ve kereminle bizden ve bize uyanlardan razı ol. Ey merhametlilerin en merhametlisi. 

Allah'ım! İslam'ı ve Müslümanları kuvvetlendir. Allah'ım! İslam'ı ve Müslümanları kuvvetlendir, küfrü ve kâfirleri alçalt. 

Allah'ım! Müslümanları doğru yola ilet. Allah'ım! Bize ve onlara dinde anlayış ver. Allah'ım! Bizi günahlarından uzaklaştır ve sana itaatte çalıştır. 

Allah'ım! Geçmişte yaptıklarımızı ve gelecekte yapacaklarımızı, gizlediklerimizi ve açığa vurduklarımızı ve bizden daha iyi bildiğin şeyleri bağışla. Sen evvelsin ve ahirsin. Senden başka ilah yoktur.

 اللهم أعذنا وذريتنا من إبليس وذريته وشياطينه، اللهم أعذنا وذريتنا من إبليس وذريته وشياطينه يا رب العالمين، اللهم أعذنا وذريتنا من إبليس وذريته وشياطينه يا ألله أنت الله لا إله إلا أنت، اللهم آمنا في أوطاننا وأصلح اللهم ولاة أمورنا.

Allah'ım! Bizi ve nesillerimizi İblis'ten, onun soyundan ve şeytanlarından koru. Allah'ım! Bizi ve nesillerimizi İblis'ten, onun soyundan ve şeytanlarından koru, ey âlemlerin Rabbi. Allah'ım! Bizi ve nesillerimizi İblis'ten, onun soyundan ve şeytanlarından koru, ey Allah'ım. 

Sen Allah'sın, senden başka ilah yoktur. Allah'ım! Yurtlarımızda bize güvenlik ver ve yöneticilerimize doğru yolu göster.

اللهم وفق ولي أمرنا خادم الحرمين الشريفين لما تحب وترضى، اللهم وفق عبدك خادم الحرمين الشريفين لما تحب وترضى، اللهم وفقه لهداك واجعل عمله في رضاك يا أرحم الراحمين، اللهم وأعنه يا رب العالمين على كل ما فيه صلاح الإسلام والمسلمين، اللهم وانصر به الدين.

Allah'ım! Önderimiz yöneticimiz, Mescid-i Haram'ın koruyucusu olan kulunu, sevdiğin ve razı olduğun şeylere hidayet et. 

Allah'ım! Kulunu, Mescid-i Haram'ın koruyucusu olan kulunu, sevdiğin ve razı olduğun şeylere hidayet et. Allah'ım! Onu kendi hidayetine hidayet et ve işini Senin hoşuna gitsin, ey merhametlilerin en merhametlisi. 

Allah'ım! Ey alemlerin Rabbi, İslam ve Müslümanlar için hayırlı olan her şeyde ona yardım et. Allah'ım, onun aracılığıyla dine zafer ihsan et.

 اللهم واجعله من الهداة المهتدين، اللهم وفق نائبه لما تحب وترضى ولما فيه الخير للإسلام يا رب العالمين، اللهم وفق نائبه الثاني لما تحب وترضى ولما فيه الخير للإسلام والمسلمين.

Allah’ım! Onu doğru yola iletenlerden eyle. Allah’ım! Onun vekilini sevdiğin ve razı olduğun, İslam ve Müslümanlar için hayırlı olana hidayet et. Ey âlemlerin Rabbi! Allah’ım! Onun vekilini sevdiğin ve razı olduğun, İslam ve Müslümanlar için hayırlı olana hidayet et.

 اللهم اجعل ولاة أمور المسلمين عملهم خير لشعوبهم وأوطانهم، اللهم اغفر لأمواتنا وأموات المسلمين.

Allah'ım! Müslümanların yöneticilerinin yaptıklarını halklarına ve vatanlarına faydalı kıl. Allah'ım! Bizim ve Müslümanların ölmüşlerini bağışla.

 اللهم اغفر لأمواتنا وأموات المسلمين، اللهم اغفر لأمواتنا وأموات المسلمين، اللهم نوِّر قبورهم وضاعف حسناتهم وتجاوز عن سيئاتهم.

Allah'ım! Ölülerimizi ve Müslümanların ölülerini bağışla. Allah'ım! Ölülerimizi ve Müslümanların ölülerini bağışla. Allah'ım, kabirlerini nurlandır, iyiliklerini çoğalt, günahlarını bağışla.

اللهم ادفع عنا الغلا والربا، والوبا والزنا والزلازل والمحن وسوء الفتن ما ظهر منها وما بطن.

Allah'ım! Bizi pahalılıktan, faizden, salgın hastalıklardan, zinadan, depremlerden, belalardan, açık ve gizli bütün kötülüklerden koru.

اللهم واحفظنا والمسلمين، اللهم أعذنا من شرور أنفسنا ومن سيئات أعمالنا، وأعذنا من شر كل ذي شر يا رب العالمين.

Allah'ım! Bizi ve Müslümanları koru. Allah'ım! Bizi nefsimizin kötülüklerinden ve amellerimizin kötülüklerinden koru. Her kötü kişinin şerrinden bizi koru, ey âlemlerin Rabbi.

اللهم أحسن عاقبتنا في الأمور كلها، وأجرنا من خزي الدنيا وعذاب الآخرة 

Allah’ım! Her işte bize hayır ver. izi dünya zilletinden ve ahiret azabından koru.

Allah Teala şöyle buyurdu:

وَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اٰتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Bakara suresi 2.201 Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.

       Allah’ın kulları! Allah Teala şöyle buyurdu:

اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَاٸِ ذِى الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْیِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Nahl suresi 16.90 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

وَاَوْفُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ اِذَا عَاهَدْتُمْ وَلَا تَنْقُضُوا الْاَيْمَانَ بَعْدَ تَوْكٖيدِهَا وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللّٰهَ عَلَيْكُمْ كَفٖيلًا اِنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ

Nahl suresi 16.91 Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.

اذكروا الله العظيم الجليل يذكركم، واشكروه على نعمه يزدكم، ولذكر الله أكبر والله يعلم ما تصنعون.

Yüce ve şanlı olan Allah'ı anın ki, O da sizi ansın. Nimetlerine şükredin ki, O da onları sizin için artırsın. Allah'ı anmak daha büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir. 

Tercüme Tarih: 02.Aralık.2025 

Tercüme Eden: İbrahim SIRMALI 

(Emekli Müftü, İcazetli) 

Yayın Tarihi: 18.07.2009 

Yayınlayan:Dr. Saad bin Abdullah Al-Humaid

Konu: Allah’ın Emaneti 

Okunduğu Yer: Mescid-i Nebevi

Okuyan: Şeyh Ali bin Abdurrahman el-Huzayfi 

Okunduğu Tarih: 24/7/1430 Hicri

https://www.alukah.net/sharia

dan alıntıdır.