Kudret Uğurlu EMİNSOY


KARGAŞANIN TAM ORTASINDA MASUM TÜRKİYE (2)

Kudretugurlueminsoy33@gmail.com


Geçen hafta Türkiye’deki etnik bölünmeden bahsetmiştik. Bu hafta kaldığımız yerden devamla diğer ayrışmalarımıza göz atacağız. Maalesef öylesine bir karışıklığın ortasında yaşamaktayız ki farklılıklarımız bize avantaj sağlaması gerekirken, tam tersi bizleri kavgalara ve bölünmelere götürmektedir. Yan yana kardeşçe yaşamak hevesinde olan bizler, tüm bu ayrışmalarımızı oluşturan kimliklerimizin, yok edici kışkırtıcılığının cazibesine kapılmaktayız. İnsanca yaşamak dururken kavgayı, sevmek dururken nefreti, sonsuz bir ahiret hayatı dururken nefsanî isteklerin gölgesinde dünyanın geçici zevklerini tercih etmekteyiz. Oysaki çeşitlilik bir zenginliktir. Ancak elbette bunun kıymetini bilenlere yoksa sonu hüsranla biter. Bu noktada içinde yaşadığımız bu coğrafyada bizi bir gökkuşağına çeviren renklerimizin çeşitliliğine dönelim.

TÜRKİYE’DEKİ DİNLER VE DAĞILIMLARI

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir resmi raporuna göre kesin olmamakla beraber Türkiye’deki dinler ve bunlara tabi olanların sayısı ve yüzdeleri şu şekilde belirtilmektedir. Farklı araştırmalarda da bu verilere çok yakın değerler bulunmaktadır. Türkiye’nin nüfusu ortalama 80 milyondur. 

MÜSLÜMANLAR: Resmi makamların açıklamalarına göre nüfusun yüzde 99’u Müslüman’dır. Müslümanların sayısı 70,700,000 (% 99,54) olup bunların ortalama 53,700,000 (% 75,61)’u Sünni, 20,800,000 (% 23,93)’ü ise Şii’dir. Alevi-Bektaşi toplam nüfusu Şii gurubunda olup 20,3 milyon civarındadır. 500 bin kişi Şii Caferi mezhebine bağlıdır.

YAHUDİLER: Türkiye’de yaşayan Yahudi sayısı 23 bindir. (% 0,035)

HIRİSTİYANLAR: Toplamda 140,000 (% 0.20)’dir. Bunların 85,000 (%0,12)’si Ortodoks, 45,000 (% 0.06)’sı Katolik, 10,000 (%0.02)’si ise Protestan’dır. Çoğunluğunu Ortodoks’ların oluşturduğu Hıristiyan topluluğunun 65 bin kişisi Ermeni Ortodoks mezhebine bağlıdır. 15 bini Suriyeli Ortodoks Hıristiyan Süryanidir. Yunan Ortodoks Hıristiyan sayısı ise 5 bin kadardır. Bunların dışında Irak’tan kaçan 3 bin Kaldean Hıristiyanlarla birlikte Hıristiyanlar içinde sayıları belli olmayan küçük Bulgar, Nesturi, Gürcü, Roma Katolik ve Marunîler de var. 

DİĞER DİNLER: Yezidi 50,000 (% 0.07), Yehova Şahitleri 2,000 (% 0.003), Bahailer 20,000 (% 0.028), Mormonlar 250 (% 0.0003), Hindular 200 (% 0.0003), Budistler 500 (% 0.0007)

İNANÇSIZLAR: Satanistler 3,500 (% 0.005), Ateistler 75,000 (% 0.11) vb.leri 

MEZHEPLERİN DAĞILIMI

Bu dağılımın yanı sıra Müslümanlarında kendi içinde mezheplere ve pek çok tarikatlara ayrıştıklarını söylemeliyiz. Başlangıç olarak Müslümanlar bir hadiste belirtildiği gibi tarihten günümüze 73 fırkaya ayrışmıştır. Bunlardan pek çoğu tarihte silinmişlerdir. Günümüze kalanlar ise yine kendi içlerinde pek çok bölünmeler yaşamışlardır. Bunların memleketimizde en yaygınları Ehl-i Sünnet Fırkası ve Şiiler’dir. Ehl-i Sünnet ve’l-cemaat fırkasının en yaygın ismi Sünni’dir. Sünni-Şii çatışmalarının merkezi bu ayrılıktır. Sünnilik de kendi içinde günümüzde en meşhur dört ana mezhebe ayrılır. Hanefilik, Şafiilik, Malikilik ve Hanbelîlik. Memleketimizde Sünnilerin %85’i Hanefidir. Gerisinin çoğunluğu Şafii olup, çok azı diğer mezheplerdendir.

TARİKATLARIN DAĞILIMI

Ancak unutmayalım bunlar bizim renklerimizdir. Birliğimizi tehdit eden ve farklı kimliklerimizi, bizleri birbirimize kırdırmak için kullananlara izin vermemeliyiz. Birleşmeli ve birlikte kuvvet bulmalıyız. Bu dağılım çeşitliliğinde, bir de ülkemizdeki tarikatlara göz atalım. Kadiri tarikatı Muhammediye kolu (Şeyhi Seyyid Muhammed Ustaoğlu) / Halveti tarikatının Şabaniye Kolu (Mehmet Dumlu) / Hizb-ut Tahrir (Yılmaz Çelik) / Galibiler. Kadiri-Rufai. (Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu) / İcmalciler. Kadiri Tarikatı’nın İcmal Kolu. (Haydar Baş) / Cerrahiler. Halveti tarikatına dayanıyor. (Ahmet Misbah Erkmenkul) / Halveti Tarikatı’nın bir kolu Uşşakiye. (Fatih Nurullah) / Menzilciler. Nakşibendidir. (Abdülbaki Erol) / Tillocular. (Sultan Memduh Hazretleri) / Hazneviler. Nakşibendî. Merkezi Suriye’de. (Muhammed Haznevi-Muhammed Muta Haznevi) / Hakikatçılar. (Ömer Öngüt) / Nakşibendî Yahyalı Cemaati. (Yahyalı Hacı Hasan Efendi-Ramazan Dinç) / Işıkçılar. (Hüseyin Hilmi Işık-Enver Ören) / İskenderpaşa Cemaati. (Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi-Mehmet Zahit Koktu-Prof. Esad Coşan-Nurettin Coşan) / Melamiler. (Hasan Özlem-Ahmet Arslan) / Erenköy Cemaati. (Erbilli Mehmet Esat-Mahmud Sami Ramazanoğlu-Musa Topbaş-Tahir Büyükkörükçü) / İsmailağa Cemaati. (Mahmut Ustaosmanoğlu) / Süleymancılar (Süleyman Hilmi Tunahan, Kemal Kaçar) / Nurcular. Yazıcılar Grubu (Ahmet Hüsrev Altınbaşak, Mehmet Said Ertürk), Okuyucular grubu (Zübeyir Gündüzalp), Yeni Asya Grubu (Mehmet Kutlular), Yeni Nesil Grubu (Mehmet Emin Birinci, Mehmet Fırıncı), Mustafa Sungur Grubu (Mustafa Sungur), Şûrâ Grubu (Mehmet Kırkıncı), İhlâs Nur Grubu (Said Özdemir), Kurdoğlu Grubu (Mehmet Kurdoğlu), Med-Zehra Grubu (Muhammed Sıddık Dursun), Zehra Grubu (İzzettin Yıldırım, Zekeriya Özbek), Acz-i Mendi Grubu (Müslüm Gündüz), Gülen Grubu (Fethullah Gülen)  “Fayd. kaynak: Okan Konuralp”

BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLMAYA MECBURUZ

Başta da belirttiğimiz gibi bu kadar karmaşa hayrete değer bir bölünmedir. Binlerce yıllık ortak bir tarihe sahip, aynı kaderi paylaşan Türkiye insanlarının din düşmanı batıl güçler tarafından iştahla, her türlü hile, terör ve savaşla yavaş yavaş yok edilerek, Anadolu topraklarına sıkıştırılmış bugünkü masum torunlarıyız. Maalesef hala yok etme senaryoları devam etmektedir. Ya aramızdaki bu renkli ayrışımların birleşik kültürümüze kattığı değerlerin farkına varıp kavgayı bırakacağız ve güçlü bir ülke olarak zulmün karşısına dikileceğiz ya da ayrılıklarımızın nefsanî kışkırtmasına aldanıp, düşmanlarımızın oyuncağı olarak parçalanıp bölüneceğiz ve zalimlerin sömürgesi olacağız. Asıl güzel olan rengârenk olmaktır. Onca renk çokluğunda bir bütünü görebilmek ve bu çokluğun üstünde, her parçaya birebir, önyargısız, Mevlana bakışıyla bakabilmektir. Bizler bu coğrafyanın masum insanlarıyız. Her birimiz çetin bir yazgının elinde hayatta kalmaya çalışan aynı ailenin mensuplarıyız. Yüzlerce yıldır bizi parçalara bölerek yok etmek isteyen sömürgeci, emperyalist ve dinsiz düzenlerin geçmişten günümüze ısrarla devam ettirdikleri zulmün bugünkü kurbanlarıyız. Bu zulümden ancak birlik olursak kurtulabiliriz. Türkiye’de yaşayan bizler kim olursa olsun el ele tutuşmalı ve İslam’ın hoşgörüsü ve şefkatiyle herkesi kucaklamalıyız. Birlik ve beraberlik içinde olmayan milletler bir gün yok olmaya mahkûmdur. Bu vatan hepimizindir. Başkalarına verilemeyecek kadar değerlidir. Çünkü artık gidecek yerimiz de yoktur. Her söze, her şeye rağmen yine de bir düşmanlık beslemek istiyorsan, içindeki bu düşmanlık duygusuna düşmanlık et. Bu duyguyu gönlünden çıkart. Gönlünün Allah’ın evi olduğunu unutma. Gönlünü her türlü pislikten arındır ki Cenab-ı Hak’ta gönlüne huzur ve barış versin. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.