Kudret Uğurlu EMİNSOY

Tarih: 20.08.2025 09:13

AVUSTRALYA DEVLETİNE SAVAŞ AÇAN İKİ TÜRK DEDELERİMİZE KARŞI VEFALI OLALIM

Facebook Twitter Linked-in

Tarihimiz, unutulan, hatırlanması veya hatırlatılması dahi istenilmeyen o kadar çok kahramanlık hikâyeleriyle doludur ki bizlere düşen de dedelerimizin bu sıra dışı hayatlarını yâd ederek, onlardan ibretler almaktır. Dedesini hatırlamayanı, torunu hatırlar mı? Bu mirası nakil ile bizden sonrakilere taşımaz ve canlı tutmaz isek geçmişten bize emanet edilen kültür mirasımızın, yok olmasına neden oluruz. Ne insanlar geldi geçti? Hepsi de birbirinden değerliydi. Canla başla vatan için, millet için çalıştılar. Bu isimsiz kahramanlar gerektiğinde canlarını dahi verdiler. Bu milleti millet yapan toplumsal onurumuzun mimarları olan muhterem dedelerimizin manevi hatıralarına sahip çıkarak, vefalı bir nesil olmalı ve milli birlik ve beraberliğimizin göstergesi, millet olma hissiyatımızı daima ayakta tutmalıyız. İşte bu haftaki yazımızda, pek çoğumuzun bilmediği tarihi kahramanlarımızdan yalnızca ikisinden bahsedeceğim. Hep beraber onları yâd edelim. Lütfen yazımızın sonunda da ruhlarına bir Fatiha okuyuverelim.

İNGİLİZLER HİNDİSTANI İŞGAL EDİYOR

1900’lü yılların başındayız. Her asırda olduğu gibi İngiliz emperyalizmi yine sömürge peşinde ve Hindistan işgal ediliyor. 1912 yılında başındaki halife ile hala bir Dünya Devleti konumunda olan Osmanlı, bu işgale kayıtsız kalamaz. 350 kadar levendi Hindistan’a gönderir. Bu kahraman leventler İngilizlerle kıyasıya bir savaşa başlar. Osmanlı’nın başı zaten derttedir. Balkan savaşları patlamak üzeredir. 1.Dünya savaşı yoldadır. Her ne olursa olsun leventlerimiz, kendilerine verilen vazifeyi layıkıyla yerine getirmeye yemin ederler. İngilizlere büyük zayiat verdirilir ama maalesef savaş sonunda 40 kadar Türk esir düşer. Savaş bittikten sonra İngilizler esir ettikleri 40 Türk levendini gemilerde çalıştırmaya başlar. Bu gemilerden birisi Avustralya’ya gelir. Gemide esir Türklerden ikisi, bir yolunu bulur ve gemiden kaçarlar.

İKİ TÜRK AVUSTRALYA’YA SAVAŞ İLAN EDİYOR

Böylece iki kafadarın Avustralya’daki hayatları başlar. Gemiden kaçan iki levent kendilerine yeni bir hayat kurarlar. Avustralya’nın bir maden kasabası olan Broken Hill’e yerleşirler. Türk kökenli Afganlardan olduğu da iddia edilen (ki bizce hikâyenin 98 yıllık nakli anlatımı doğrudur) bu iki Türk askeri birisi Molla Abdullah’tır ve dondurmacılık yapar. Diğeri ise Gül Mehmet, kasaptır ve aynı zamanda imamdır. Aradan geçen yıllara rağmen akılları fikirleri vatanlarındadır. O sıralar Dünya savaşı başlamıştır. Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar birer birer işgal edilmeye başlar. Türk yurdu düşman ayakları altında inlemektedir. İşte ne olduysa o sıralarda olur. İngilizler 1915’te Çanakkale üzerinden ilerleyerek İstanbul’u ele geçirmek ister. Böylece Çanakkale savaşı başlar. Avustralya’da İngilizlerin yanında savaşa girer. Çanakkale’ye askerlerini (anzakları) göndermeye başlar. Osmanlı Devletine karşı savaş kararını duyan iki Türk derhal bir araya gelir. Kafa kafaya verirler ve tarihi bir karar alırlar. Bu karar öylesine sıra dışıdır ki akıllara durgunluk verecek kadar kahramancadır. Biz her ne kadar Avustralya’da yaşıyorsak da Türk’üz. Madem vatanımıza savaş açılmış, ülkemize, istiklalimize göz dikilmiş, o halde biz de Avustralya Devletine savaş açalım derler. Ellerine kâğıt, kalemi alırlar ve o dönemin sömürge valisine yazarlar. “Biz iki Türk, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki, devletimiz Osmanlıya Avustralya devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki Türk askeri olarak biz de Avustralya devletine savaş açmış bulunmaktayız. Bu bir Osmanlı Savaş Fermanı’dır. Avustralya’ya duyurulur.”

AVUSTRALYA İLK RESMİ SAVASINI, İKİ TÜRK İLE YAPMIŞTIR

Avustralyalı yetkililer mektubu alır, okur ama ciddiye almaz. Ancak Gül Mehmet, Molla Abdullah, Broken Hill bölgesindeki White Rock (Beyaz Kayalık) denilen dağlık bölgede siper alırlar. Dondurmacı Abdullah ve Kasap Mehmet bir de derme çatma Türk bayrağı yaparlar ve kayalığa dikerler. Bu arada Avustralyalı askerler limanlara trenle sevk edilmekte, gemilere bindirilip, Çanakkale’ye gönderilmektedir. İlk eylemleri piknik treni denen bir trene saldırıdır. Trenin üzerinden geçtiği rayları sökerler. Tren devrilir. Silahlı çatışmalar çıkar. Sonrasında karakollara baskınlar düzenlerler. Yer yer çatışmalar da düşmana korkunç zayiat verdirirler. Başlangıçta ne olduğunu anlayamayan Avustralyalılar en nihayet meseleyi kavrarlar ve kendilerine gönderilen mektubun ciddiyetinin farkına varırlar. Bölgeye 250 kadar asker ve bir o kadar da polis ve sivil gider. Akılları bir türlü almaz. Nasıl oluyor da iki Türk koskoca bir devlete savaş açar? Ancak yapacakları tek şey vardır. Karşılık vermek. Tarihin garip bir cilvesidir ki bu savaş Avustralya’nın ilk resmi savaşı olarak tarihe geçecektir. Düşman askeri ile kıyasıya bir mücadele başlar. Günlerce sürer. Onlarca Avustralya askerini öldüren bu aslan yürekli iki Türk askeri nihayet beyaz kayalıklarda şehit edilirler. Allah onlardan razı olsun. Bu iki askerimizin hatırasına ve yiğitliğine saygı için eskiden Beyaz Kayalık denilen o bölgeye günümüzde Türk Kayalıkları denilmektedir. 

BÜYÜKELÇİ N.BİLAL ŞİMŞİR’İN TÜRK ŞEHİTLİK ANITI GİRİŞİMİ

Bu iki cesur yürek adına, Araştırmacı-Yazar N. Bilâl Şimşir 1997’de Canberra Büyükelçiliği sırasında, bir şehitlik yapılmasını düşünür. Türk kayası denilen kayanın, yapılacak bir düzenleme ile "Türk Şehitlik Anıtı" haline getirilmesini ve bu anıta Atatürk’ün Anzak askerleri için söylediği sözlerinin bir plaket halinde konmasını tasarlar. Yapılan yazışmalar sonunda Broken Hill Belediye Meclisi konuyu tartışır ve “Şehitler Anıtı” yerine Türk Avustralya dostluğu kapsamında, şehitlik yerine “Türk-Avustralya Dostluk Anıtı” yapılmasının daha uygun olacağını bildirir. Ama ne gariptir ki özellikle Avustralya’da yaşayan bazı Türk Vatandaşları (!) başta olmak üzere bir kısım fanatikler yüzünden anıt yapılamaz. Büyükelçi N.Bilal Şimşir’de ne yazık ki anıt çalışmalarından vazgeçmek zorunda kalır.

Yazımın sonuna geldim. Hepinize sevgi ve saygılar yolluyorum. Şimdilik hoşça kalın ve elbette UYANIK KALIN. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun. Sizleri youtube kanalıma da beklerim…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —