Kudret Uğurlu EMİNSOY

Tarih: 22.08.2025 08:50

HZ. İSA HIRİSTİYAN MIYDI?

Facebook Twitter Linked-in

Misyonerliğin kurucusu Hz. İsa’mıdır?

Misyonerlik faaliyetlerinin kaynağı olarak maalesef Hz. İsa aleyhisselam gösterilmektedir. Ancak Hz. İsa’nın gerçekte, günümüz Hıristiyanlığı ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Hıristiyanlığın kutsal kitabı olarak kabul edilen Yeni Ahit’in, Hz. İsa hakkında bize sunduğu bilgilere baktığımızda Hz. İsa’nın hayatı hakkında kısaca şunları görmekteyiz. Hz. İsa, kral Herod zamanında MÖ. 4 yıllarında dünyaya gelmiştir. Galile bölgesinin Nasıra kasabasında bakire Meryem’den mucizevî şekilde doğan Galileli bir YAHUDİ idi. Çocukluğu ve gençliği bu kasabada geçmiştir ama MS. 28 yıllarında Hz. Yahya tarafından Ürdün nehrinde vaftiz edilene kadar aradaki süreç kayıp süreçtir. Bu zaman için net bilgiler yoktur. Hz. Yahya’nın ardından otuz yaşlarında tebliğ faaliyetlerine başlamıştır. MS. 30 yılında Yahudi ileri gelenlerince yapılan oyunlar neticesinde Kudüs’de dönemin Roma valisi tarafından çarmıh cezasına çarptırılmıştır. Hıristiyan kaynaklara göre çarmıh cezasıyla öldürülen Hz. İsa, Kur’an-ı Kerim’de belirtildiğine göre ise çarmıha gerilmemiş ve kurtarılmıştır. Nisa (157, 158) Ali-İmran (54, 55) ve Maide (116, 118) Dolayısıyla Hz. İsa’nın yaklaşık iki yıllık bir tebliğ vazifesi olmuştur. Peki, bu kadar kısa bir zamanda, Hz. İsa insanlara nasıl bir mesajı tebliğ etmek için görevlendirilmiştir? 

Hz. İsa’nın Temel Mesajı Neydi? 

Hz. İsa bir Yahudi peygamberidir. Matta 3:2’ye göre, büyük şehirlerden çok kırsal alanlarda dersler vermiş, bölge halkını “yaklaşan son” konusunda uyarmış ve onları bir olan Tanrı’ya iman ederek onun emir ve yasaklarına uymaya, böylece Tanrı’nın Egemenliğine katılmaya çağırmıştır. Aslında bu tebliğ Hz. Yahya tarafından daha öncesinde de yapılmaktaydı. Ayrıca Hz. İsa, Hz. Yahya tarafından vaftiz edilmişti. Markos 1:14-15’e göre de “Zaman doldu. Tanrı’nın Egemenliği yakındır. Günahlarınızdan vazgeçin ve bu mesaja inanın.” diye vaaz eden Hz. İsa’nın temel mesajı insanları tövbe etmeye, Tanrı’nın emir ve yasaklarına uymaya ve böylece O’nun egemenliğine hazır hale gelmeye davettir. Önemli bir husus da Matta İncilindedir. Matta 15:24’de şöyle geçer.  “Ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim.” Hz. İsa kendisinin sadece Yahudilere gönderilmiş bir elçi olduğunu söyler. Yahudiler dışındaki diğer milletlere öğretide bulunulmamasını ister.  Örneğin Matta 10:5-6’de bu husus çok açıktır. “...diğer uluslara ait yerlere gitmeyin. Samiriyelilere ait kentlerin hiçbirine uğramayın. Bunun yerine sadece İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gidin.” Bu husus Kur’an-ı Kerim’de Ali-İmran 50’ de ”Ve önümde bulunan Tevrat'tan (olan âyetleri ) tasdik edici olarak ve de size haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl kılmak için, Rabbiniz'den size âyet getirdim. Allah'a karşı takva sahibi olunuz. Ve bana itaat ediniz.” şeklinde bildirilmektedir. Sonradan özellikle Pavlus’un başını çektiği, kanımızca bilinçli olarak yapılan, bozguncu bir hareket olan üçlü teslis inancının yaygınlaştırılmasına bir kılıf arayışının sonucunda misyonerlik faaliyetleri başlamıştır. Oysaki Hz. İsa hayatı boyunca tevhid inancında olmuş ve bunu haykırmıştır. Hiçbir zaman haşa tanrı olduğunu söylememiştir. Bunların hepsi iftira ve yalandır. Hz. İsa Allah’ın kuludur ve Yahudilere gönderilmiş bir peygamberdir. Üçlü teslis inancının kurucusu olmadığı gibi Yahudilerin dışındaki milletlere de bu inancın yayılmasını emretmemiştir. Pavlus’un yıkıcı fikirleri doğrultusunda tesis edilen ilk Hıristiyan toplumu tarafından gökten yeryüzüne beşerî bir hayat sürmek ve kendine inananları kurtarmak için gelen “Oğul Tanrı” olarak algılanmaya başlanmış ve bu şekilde de günümüz Hıristiyanlığının temelleri atılmıştır. Böylece Hz. İsa sonrası dönemde yaşanan tüm bu gelişmeler, bir Yahudi peygamberi olan İsa’yı kendisine ibadet edilen tanrısal bir varlığa dönüştürmüştür. Hz. İsa’nın gerçekte ki mesajı Allah’a olan inanç ve kendisinin de sadece kendisinden önce gelen Tevrat’ı tasdik ve bazı emirleri şeraitince değiştirmek üzere Yahudilere gönderilmiş Allah’ın Resulü olduğudur. Yoksa günümüz Hıristiyanlığının misyonerlik faaliyetleri vasıtasıyla yaymaya çalıştığı Tanrı, İsa’nın şahsında bedenleşen İlâhi Oğul Rab Mesih ve kutsal ruh gibi teslis inancı değildir. Cenab-ı Hak da Nisa, 171’de kitab ehli olanları şiddetle uyarmaktadır. 

Hz. İsa Hıristiyan mıydı?

Bu kapsamda Yeni Ahit kitaplarına baktığımızda “Hıristiyan” teriminin ilk kez İsa sonrası dönemde kullanıldığını görüyoruz. Hıristiyan demek Mesihçiler, Mesihe inananlar anlamına gelir. Yalnız buradaki inanç “İlâhi Oğul Rab Mesih” anlamındadır. Böyle inananları kınamak maksadıyla söylenmiştir. Nitekim Yeni-Ahit içinde yer alan Resûllerin İşleri 11:26’da ilk defa Antakya’da Hıristiyan cemaatin düşmanları tarafından kendilerine “Mesih’e inananlar” anlamında Hıristiyan adının verildiği ifade edilmektedir. Görüldüğü üzere “Hıristiyanlık”, Hz. İsa’nın Tevhid inancına dayalı, gerçek İncil’in getirdiklerine değil de ilk Hıristiyan toplumunca kabul gören, İsa-Mesih merkezli üçlü teslisten oluşturulan dine verilen isimdir. Her ne kadar günümüzde Hıristiyanlar dinlerini Hz. İsa’ya dayandırıyorlarsa da günümüz Hıristiyanlığı Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din değildir. Wilhelm Bousset ve Wilhelm Heitmüller gibi Hıristiyan bilim adamlarına göre; günümüz Hıristiyanlığı geleneksel anlamında insanın Tanrı ile ilişkisinin İsa’nın şahsı tarafından aracılık edilen bir din olduğu için o, İsa’sının dini değildir. Dolayısıyla da İsa ilk Hıristiyan değildir. (Bkz., Rudolf Bultmann, Existence andFaith, London: Collins, 1973, s. 219) 

Böylece deriz ki tüm gerçekler alenen ortada parıldarken, gerçeklerden yüz çevirip de din maskesi ardına saklanan batıl güçlerin, sömürgecilik zihniyetine hizmet eden misyoner denilen kişilerden olmayalım ve onlara kanmayalım. Günümüzde hak din İslam’dır. Doğru yolda budur. Bu yoldan ayrılmayalım ve art niyetli kişilere karşı da uyanık olalım. (Fatiha, 5,6,7) “Ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”  Fayd. Kaynak:(Doç.Dr. Mahmut Aydın tezi)

Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —